|

Motorda Su Yanlış Yolu Seçince

Michael Herrmann, çeviren Âli San

(Trans Ocean dergisi Kasım 2023 sayısından yazarın özel izniyle çevrilmiştir.)


Sunuş: Ufak Bir İhmal, Ağır Sonuç / Âli San

Sevgili Teoman Arsay Trans-Ocean dergisinin Kasım 2023 sayısında yayımlanmış bir yazıya sevgili Sezar Atmaca’nın ve benim dikkatimizi çekti. Teknelerde motor montajı esnasında olası bir ihmal sonucu motorda ileride oluşabilecek hasarla ilgili bu yazının amatör denizciler için önemli olduğunu düşünerek tercümesini yapıp, Denizcinin Günlüğü’nde (https://denizciningunlugu.org) yayımlanmasını önerdi.

Bunun üzerine makalenin yazarıyla iletişime geçip gerekli izni alarak tercümeyi tamamladık.

Motor tesisatının gerekli deniz suyu devrelerini planlar ve oluştururken yapılabilecek ufak bir umursamazlığın tüm motorun hasar göreceği beklenmedik ağır sonuçlara neden olabileceği bu yazı ve eşlik eden fotoğraflardan açıkça anlaşılmaktadır. 

Motor bölmesinde nefeslik tertibatının mevcut ve montajının doğru yapılmış olduğundan emin olmayan tekne sahiplerinin bu kontrolü yapmasını öneririz.


Bir numaralı suçlu: Korozyona uğramış ve usulüne uygun lehimlenmemiş eşanjör.

Motorda Su Yanlış Yolu Seçince

Başlangıçta motorun (Perkins 4-236 tipi) ilk çalıştırmada çok da belirgin olmayan bazı sıkıntıları vardı. Sağlam yapılı motor kolay çalışmak istemiyormuş gibiydi, marş motoru da çalışması için gerekli devre zorlanarak, yavaşça çıkarabiliyordu.

Servis için çağrılan teknisyen ise bekleneceği üzere, marş motorunun ömrünü tamamladığı ve yenilenmesi gerektiğini bildirdi. Bu birkaç bin Euroluk bir maliyet demektir. Bunun üzerine mal sahibi sökülmüş marş motorunu dağıtıp içini temizlemeye ve kömürlerini değiştirmeye karar verir. Bu şekilde “elden geçmiş” marş motoru tekrar yerine monte edilir ve motor birkaç denemeden sonra, biraz sallantılı da olsa, çalışır. Henüz motorun ilk çalışmadaki isteksizliğinin marş motorundan veya onun elektrik donanımından değil, daha derinde yatan ve maliyetli nedenlerden kaynaklandığı anlaşılmamıştır.  

İki numaralı suçlu: Çıkış ucu bir şişeye sokulmuş nefeslik.

Enjektörler ve su damlaları

Bir müddet denedikten sonra motor hâlâ düzgün çalışmayınca enjektörleri kontrol etmeye ve gerekiyorsa değiştirmeye karar verilir. İlk olarak motorun şanzıman tarafındaki dördüncü silindirinin enjektörü söküldüğünde silindir kapağındaki yuva dişlerinden birkaç damla su damlar. Bu sadece enjektör temizliğinin motorun sorunu için çözüm olamayacağına dair ilk şüpheleri doğurur.

Sonuç: Tamamen harap olmuş motor.

Suyun yolu 

Kısa sürede suyun kaynağının yalnızca egzoz sistemi olabileceği anlaşılır. Tahminler deniz suyunun egzoz sisteminden egzoz manifolduna, buradan da açık kalmış bir egzoz subabından geçerek, ilk önce son silindirin yanma odasına girdiği yönündedir. Teknelerde bu tarz arızalara, egzoz sisteminde bir nefeslik (havalandırma valfi) olmadığında deniz suyu pompasının eskiyip aşınarak sızdırmazlığını kaybettiği ve deniz suyu giriş vanasının da açık olduğu durumlarda rastlanılır.

Arızalı motor: Dışardan neredeyse yepyeni görünmektedir.

Buraya kadar tahminler tamamdır, ancak teknenin motor bölme duvarında, hem de su kesiminden uygun yükseklikte monte edilmiş bir nefeslik olduğu rahatça görülmektedir. Tesadüfen orada bulunan bir teknisyen biraz dikkatli bir bakışla görünürdeki bu çelişkinin açıklamasını şöyle yapar: “Mevcut nefeslik motor stop edildiğinde birbirleriyle bağlantılı olan, eşanjör ve egzoz gazına su püskürtme dirseği arasındaki bağlantıyı kesen bir valfe sahip değildir. Bunun yerine gövdesinde, suyun dışarı akabileceği ve suyun yerine deniz suyu sistemine hava emilebilecek  ince bir hortumun bağlanabileceği bir çıkış vardır. Aslında zaten birkaç sene sonra büyük olasılıkla sızdırmazlığını yitirecek bir valf gerektirmediği için de bu gayet pratik bir çözümdür.”  

Motorun içi: Paslanmış soğutma kanalları, korozyona uğramış silindir gömlekleri ve aşınmış pistonlar.

Ancak bu örnekte, kurnaz bir akıl gövdeye bir delik delip, bir gövde çıkışı monte etmek ve hortumu buna bağlamak yerine, kolay yoldan havalandırma gövdesinden bir hortumu aşağıya sallandırıp ucunu bir şişenin ağzına vermiştir.

Deniz suyunun egzoz manifoldundan motora girmesine engel olmak için bir nefesliğin deniz suyu pompasının basınç tarafına, örneğin egzoz soğutma suyu püskürtme borusuna eklenmesi gerekir.
Motor, egzoz manifoldu ve eşanjör su hattının altında olduklarından bir nefeslik yoksa, deniz suyu pompasının su giriş vanasının açık ve impeller kanatlarının aşınmış olduğu hallerde tüm motor parçaları suyla dolabilir.

Ancak fizik hileye gelmez. En nihayet şişedeki su hortumun ucu hizasına kadar yükseldiğinde eşanjör çıkışıyla egzoz su püskürtme dirseği arasındaki bağlantı tekrar kurulur. Böylelikle deniz suyu, deniz suyu girişi, devirdaim pompası, eşanjör, egzoz su püskürtme dirseği, egzoz manifoldu, açık egzoz subapı  yolunu takip ederek yanma odasına ulaşır ve sonunda feci bir korozyona yol açar. Bu marş motorunun da tuhaf işleyişini açıklar.

Egzoz supabının yeterli süre açık kaldığı dönemlerde silindire dolan su silindirin hareketini frenleyerek marş motorunu zorlar. Zamanla bu su kartere inip silindir boşaldığında marş motoru rahatlar.

Dahili soğutma çevriminde pas debinin düşük olduğu yerlerde, mesela boru demetinin ucunda yoğunlaşır.

Silindir kafasının su kanalları tamamen tıkanmıştır.

Yağ radyatörü
Hem motor hem de şanzıman yağ soğutucuları genelde motor soğutma sisteminin alt noktalarında bulunur ve içlerinde birikmiş suyu tahliye etmek zordur, bazen de bu işlem tamamen unutulur. Bu durumda özellikle donma görülen hava şartlarında su boru demetinde donar ve boruları patlatabilir. Ayrıca korozyona da neden olduklarından borular delinebilir. Akabinde motor çalıştırılırsa ve stop edilir edilmez deniz suyu giriş vanası kapatılmazsa deniz suyu yağ dolaşımına karışıp motorun subap kapağına kadar  yükselebilir. Lastik kapaklı yağ soğutucularda sistemdeki su ancak daha alçakta kalan lastik kapak sökülürse tahliye edilebilir. 

Yine de bu tespit karterde bulunan su miktarını açıklayamaz. Taze sayılabilecek motor yağı kısa sürede, motor çalıştırıldıktan sadece birkaç dakika sonra grileşmiştir. Bu motora sadece birkaç damla değil, daha fazla su girdiğini gösterir. Suyun kaynağı ancak motor söküldükten sonra anlaşılır. Eşanjörün (ısı değiştiricisi) içindeki boru demetinde deniz suyu ile motor soğutma sıvısı arasında oluşmuş bir sızıntı lehimlenirken kötü bir tamirat yapılmış ve böylelikle motor her çalıştırıldığında deniz suyu motorun iç soğutma sistemine karışmıştır. Bunun sonucu motorun tüm içini kapsayan kuvvetli bir korozyon olmuştur.

Yeni değiştirilmiş motor yağının birkaç saatlik çalışma sonundaki hali. Gri izler deniz suyudur.
Motorun sık sık yüksüz çalışması nedeniyle (ör. aküleri doldurma amacıyla) silindir gömleğinde oluşan yüzey izi ( bore glazing).

Bu vakanın ilginç yanı birbirinden bağımsız gelişen iki ayrı olayın birleşerek motoru mahvetmiş olmasıdır. Bozulmuş motor yağının ulaşabildiği her noktada korozyon oluşmuştur.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Eşanjör tamiri yapılacaksa borular gelişigüzel lehimlenmemeli ve nefeslik talimatlara uygun biçimde monte edilmelidirler.

Yazı : Michael Herrmann

Fotolar : Frank Egersdörfer

Similar Posts