Denizcilikte 100 “Az Bilinen” Konu

Deniz Kuvvetleri Dergisi’nin, Mart, Temmuz ve Kasım 2005 sayılarında “100 Bilinmeyen Konu” başlığı ile üç ek verdi.

Yelken Dünyası dergisinin Mart 2006 sayısında “Denizcilikte 100 ‘Az Bilinen’ Konu” başlığıyla yazdığım yazıda eklerde yer alan konuları değerlendirip kimi konuların gözden geçirilip, güncellendikten sonra kitap haline getirilmesini önermiştim. Ancak bu eleştirilere/önerilere  rağmen anlamlı bir değişiklik/düzelti yapılmadan 10 yıl sonra söz konusu üç ek birleştirilip kitap haline getirildi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından “Bahriyede 100 Bilinmeyen” (Dz.K.K. 2016) adıyla yayımlandı. Yelken Dünyası’nda yer alan aşağıdaki yazı bu kitabın eleştirisi olarak da okunabilir.


Denizcilikte 100 “Az Bilinen” Konu (Yelken Dünyası, Mart 2006)

Sezar Atmaca

Deniz Kuvvetleri Dergisi geçtiğimiz yıl “100 Bilinmeyen Konu” başlığı altında üç ilginç ek yayımladı. Mart 2005’te yayımlanan 21 konunun yer aldığı ilk  eki geçen yıl görmüş, Denizcinin Günlüğü’nü hazırlarken de bu ekteki bir makaleden faydalanmıştım. (Bkz. Denizcinin Günlüğü, ADF Yay. 13-19 Mart haftası “Günümüzde Kullanılmayan Denizcilik Terimleri” çerçeve yazısı). Geçtiğimiz ay diğer iki ek de (Temmuz 2005/Kasım 2005) elime geçti. Dergide bu incelemenin asıl amacının “personel tarafından bilinmeyen veya az bilinen 100 konunun hazırlanması ve kitap halinde yayımlanması” olduğu belirtiliyor. Yayımlanan konuların listesine bakılınca sadece Bahriyeyi ilgilendiren örneğin “amiral forslarındaki yıldızların köşe sayısı ve şekli nasıl belirlenmiştir?” gibi konuların yanında tarihe , denizcilik kültürüne,  genel denizciliğe ilişkin de birçok madde yer alıyor. Örneğin “Çapa, Çıpa, Çipo  Nedir?”, “Denizde Sürat Neden Knot Olarak İfade Edilir?”, “Alabanda Terimi Nereden Gelmektedir?” “Türkçe Rüzgar İsimleri İlk Ne Zaman ve Kim Tarafından Belirlenmiştir?”.

Öncelikle kitap haline getirilecek böylesine ilginç bir çalışmanın heba olmaması, denizle ilgilenen herkesin de rahatça okuyup faydalanabilmesi için Dergi Eki olarak yayımlandığı haliyle değil tasnif edilerek yayımlanması daha iyi olur. Çünkü dergide konular herhangi bir tasnife tabi tutulmadan, birbiri ardına, karışık bir porsun ambarı görüntüsüyle yayımlanmış. Örneğin “Fes, Şapka” konusunun ardından “Gemi Pervanesini İlk Kim Keşfetmiştir?” maddesi yer alabiliyor. Çok ayrıntılı sınıflandırmalar da yapılabilir ama kabaca bazı başlıklar önerip, bu başlıklara ilişkin kimi konu örnekleri vereyim:

1. Bahriyede Hizmete İlişkin Konular : ör. “Arya/Toka Sancak Törenleri” “Topuz Sancağı” “Kılıç Takımı” “Çimariva Töreni”

2. Bahriye Tarihi: “Osmanlı Tarihinde Levendler”, “Erkan-ı Harp Zabitliği” “İlk Deniz Zaferi” “Barbaros Anıtı Önünde Selamlama Töreni”, “İlk Dalış Faaliyetleri”

3. Askeri Konular : “Osmanlı Donanması’nda Konvoy Harekatı”

4. Denizcilik Tarihi: “Katip Çelebi’den 40 Öğüt”,  “Atlantik’te Türk Denizciliği”

5. Genel Gemicilik Dili/Etimolojisi: “Osmanlı Denizcilik Terimleri” “Ege Denizi’nin Orijinal Adı” “Kaptan  Kelimesi Nereden Gelir”

6.Genel Denizcilik : “Bağlar” “Iskandil” “Pusula Gülü/Rüzgar Gülü” “Seyir Fenerleri Ne Zamandan Beri Kullanılmaktadır?” “Cevizler”

7.Gemiler/Tekneler: “Pereme Kütüğü” “Şalopa” “Gemilerin İsimlendirilmesi” “Pervane” “Katır” “Gemiler Niçin She (dişi) Olarak Adlandırılır?”

8. Bahriye’de Örf  ve Adet: “Neden 3 Kez Ateş Edilir?”, ”Silistre”, “Bahriye’de Kuzu Günü”

Böyle bir tasnif  birbirine benzeyen kimi maddelerdeki bilgilerin tekrarını, yanlışlarını önleyebilir. Örneğin iskele ve sancakla ilgili birkaç konu başlığı var ama birinde  cevaplar yetersizken diğerinde doyurucu cevaplar yer alabiliyor. Benzeyen konularda daha doyurucu olan metinler esas alınarak, gerekirse konular yeni bir başlık altında birleştirilerek bu zaaflar giderilebilir. Bazı konu başlıkları farklı olsa da birbirini tamamlayıcı bilgiler içeriyor ama bu bilgiler paylaşılmamış. Örneğin “Osmanlı Denizcilik Terimleri” yazısında Katip Çelebi’nin Tuhfetül Kibar Fi Esfaril Bihar adlı kitabındaki “silistre”yle ilgili önemli bilgiler “Silistre” maddesinde yer almadığı gibi bilgiler de çelişiyor. “Silistre” maddesinde silistrenin 2. Abdülhamit devrinde kullanılmaya başlandığı belirtilirken diğer maddeye göre kuzunun kaval kemiğinden yapılan silistrenin kullanımı çok daha eski yüzyıllara (en azından 17. yüzyıla) dayanmaktadır. Yeri gelmişken Katip Çelebi’nin ünlü eserinin ismi “Kaptan Kelimesi Nereden Gelmektedir” maddesinde “Eşfai’l” olarak yanlış yazıldığını belirteyim.

Konular genel olarak birkaç sayfalık metinlerle anlatıldığı için zorunlu olarak hayli uzun tutulan bazı konular çalışmanın ruhuna uymuyor.  “Osmanlı Donanmasında Tekneler ve Deniz Harekatında Seyir Rotaları”  veya “Deniz Havacılığı” “Divanhane” gibi  cevabı hayli uzun bu maddeleri kısaltmak, bölmek, belki de “İzmir Basınında Çanakkale” gibi konularla birlikte ayrı bir çalışmanın konusu olarak düşünmek bence daha doğru.

100 Bilinmeyen Konu’yu kitap haline getirmeden önce kimi konuların gözden geçirilmesi, güncellenmesi ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Osmanlı Merkez ve Bahriye Teşkilatı kitabı gibi daha çok birincil kaynak kullanılması  konuları daha da zenginleştirir, nesnelleştirir. Ersan Baş’ın yazdığı “Donanma Kelimesinin Anlamı Nedir?” konusunda olduğu gibi zengin ve birincil kaynaklarla yazmak diğer konulara da örnek olmalıdır. Gözden geçirilmesi, güncellenmesi gereken kimi maddelere birkaç örnek vermek gerekirse: “Atlantik’te Türk Denizciliği” konusu için geçen sene Türkçeye çevrilmiş olan Korsan Ütopyaları (Peter Lamborn Wilson, çev. Yurdagül Gündoğdu, Aykırı Yay.) kitabından yararlanılabilir. Gemici Dili için yerli yabancı sözlükler  daha ayrıntılı ve sistematik taranabilir. Örneğin “Alabanda Terimi” konusunda Hulki Aktunç’un Büyük Argo Sözlüğü’nden “alabanda olmak” terimi eklenebilir. “Piri Reis ve Haritası”konusunda yazılanlara da katılmak mümkün değil.  Haritada  “Antartika dağlarının yer alması ayrı bir bilinmezdir” diyerek Piri Reis gibi bir bilimadamının haritasını şifrelerle, cinlerle, peygamberlerle birlikte anan  iddialara yol vermek  yerine biraz daha kaynak tarayıp burasının  Antartika dağları değil Arjantin’in güney ucu Feuerland (Ateş Ülkesi) olduğu gibi nesnel bilgileri Piri Reis’in haritasının zaafları, yanlışlarıyla birlikte aktarmak gerekir. “Gemici Bağları” konusunda  İngilizce hitch/bend/knot kelimelerinin açıklaması için “bend terimi genelde gemicilikte kullanılmayan düğümler için kullanılmaktadır” gibi bir açıklama yazılıyorsa sheet bend (sancak bağı), carrick bend (yoma bağı) gibi gemicilikte sık kullanılan bağlar için de bir açıklama gerekir. “Bend”in daha farklı bir açıklaması için  Yelkende Denizcilik Terimleri Sözlüğü’ne (Dear/Kemp çev. Orkun Soyer, Kropi yay. İst.2000) bakılabilir.

Dileğim denizcilik kültürüne, özellikle Bahriye’ye ilişkin 100 az bilinen konuyu içeren bu derlemenin bir an önce kitap haline getirilmesi ve benzerlerinin çoğalması.

(Yelken Dünyası, Mart 2006)

Similar Posts