“Amatör Denizciler” Değil “Uzak Yol Denizcileri” Anıtı
İstanbul Kalamış’ta “Sadun-Oda Boro ve Amatör Denizciler Anıtı” adıyla Mayıs 2011’de açılan, araçsal bir zihniyetin ürünü olan anıt Boroların sembolik anlamlarını sıradanlaştırdığı gibi, tartışmalı yönleriyle de (anıtın adı, yeri, temsil gücü, yer alanların seçim kıstasları…) amatör denizciliğe bir değer kat(a)mıyor ne yazık ki. Konunun ayrıntıları aşağıdaki yazılarda.
“Sembollerin Kaybı ve Amatör Denizciler Anıtı” ve devamındaki yazılar bir anlamda amatör denizciliğimizde değişen/gelişen değerlerin halini sorgulayan yazılar olarak da okunabilir. Yazı yayımlandıktan sonra verilen yanıtlara/sorulara cevaplar “Kısmet’in Yekesi” yazısında yer alıyor.
Üçüncü yazı dünyayı dolaşan ama ne hikmetse Kalamış’taki anıtta ismi yer almayan Ayfer Er’in durumunu, anıtta yer almanın kıstaslarını sorguluyor. Anıtın “Bilgi Akışı ve Arşiv Çalışması”nı yapan Turgay Noyan “Dünyayı dolaşan kadın denizcimiz diye Sabah gazetesinde/Naviga dergisinde haber yaptığı halde Ayfer Er’e anıtta yer vermemiş… “Dünyayı dolaşan kadın denizcimiz Ayfer Er…” yazısından sonra, ne Turgay Noyan bir açıklama yaptı, ne de “anıtseverler” bir sorumluluk duydu. Bugüne kadar da değişen bir şey olmadı.
Yazılarda ileri sürdüğüm birçok nedenden dolayı hiç olmazsa anıtın adının “uzak yol denizcileri anıtı” diye değiştirilmesini de önermiştim. Artık anıttaki rölyeflere “profesyonel denizciler” de eklendiği için adı değiştirilmese de anıtın “Uzak Yol Denizcileri Anıtı” olarak anılması daha doğru olur.
Sadun Abi anıtla ilgili daha sonra şunları yazdı:
“…Meğer bizim heykel yapılıyormuş! Turgay Noyan’ı aradım ve ‘ne haltlar karıştırıyorsunuz anlat bakalım’ deyince artık olan oldu deyip, tüm hikâyeyi anlattı. Zaten heykel bitmek üzereymiş, Mayısta açılacakmış bile. Şaşırdım, bir tuhaf oldum. Ömür boyu bu tip olaylardan her zaman kaçındım, kesinlikle onaylamadım… Diğer taraftan bir kurt içimi kemiriyor: Hakikaten böyle bir anıta layık mıydık, fazla mı abartıldı? Bu da bana bir eziklik hissi veriyor, önünden geçmeye sıkılıyorum.”
(Sadun Boro, Bir Misyon Bir Ömür, Naviga, Ağustos 2011)