Bir Okul Gemisinin Karanlık Yılları

Tarihin Kanlı Yüzü

Geçtiğimiz ay İstanbul’u tekrar ziyaret eden Şili okul gemisi  Esmeralda’yla ilgili iki haber vardı gazetelerde ve bunlardan biri  geminin kanlı tarihini de hatırlatıyordu.

Şili donanmasına bağlı okul gemisi 113 metrelik uskuna barko Esmeralda daha önce de birçok kez limanlarımızı ziyaret etmiş ve gazetelere konu olmuştu. 28 Mayıs 1967’de Oktay Sönmez, 16 Ağustos 1994’te Mümtaz Soysal  Cumhuriyet gazetesindeki yazılarında İstanbul’u ziyaret eden Esmeralda’yı tanıtmış, hatta Soysal’ın yazısı, Sönmez’in 27 yıl önceki haber küpürüyle birlikte yer almıştı.

Geçtiğimiz ay İstanbul’u tekrar ziyaret eden Esmeralda’yla ilgili iki haber vardı gazetelerde, ancak bunlardan biri gemiyle ilgili övücü eski haberlerin aksine  geminin kanlı tarihini  hatırlatıyordu. Oktay Sönmez’in 2 Ağustos 2008 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Esmeralda’yı övücü yazısına yazar Necmiye Alpay Radikal’de ( 7 Ağustos 2008) ironik bir yazıyla cevap verip, Esmeralda’nın karanlık tarihinden söz ediyordu. Seçimle Şili devlet başkanı olan Salvador Allende’yi  darbeyle devirip, öldürterek iktidara gelen General Augusto Pinochet döneminde (1973-1990) sistematik işkence gemisi olarak kullanılmıştı Esmeralda.

Bir Aşk Mektubu

“2 Ağustos 2008 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ‘denizci yazar’ sıfatlı Oktay Sönmez imzalı bir yazı yayımlandı. ‘Esmeralda Yine İstanbul’da’.” diyor Necmiye Alpay ve Sönmez’in aktardığı 41 yıl önceki Esmeralda yazısının “neredeyse bir aşk mektubu” olduğunu belirtiyor. Gerisini Necmiye Alpay’ın kaleminden okuyalım:

“‘Şimdi aynı gemi üçüncü kez gelip aynı yere demirlemez mi!’ diye yine mutluluktan uçuyor Oktay Sönmez. Belli ki aradan geçen kırk bir yıl içinde kulağına hiçbir şey çalınmamış bu meraklı denizcinin. Ne Şili’de olup bitenler, ne ‘La Esmeralda’nın’ bir işkence gemisine dönüştürülüp adının ‘Yüzen İşkence Odası’na çıkmış olması, ne Barış Pirhasan’ın o her şeyi anlatan güzelim şiiri… Hala ‘tersaneden yeni denize indirilmiş gibi bir yeni gelin’ diyor Oktay Sönmez, ‘işte tam karşımda duruyor’.”

Barış Pirhasan’ın 1981 basımı ‘Tarih Kötüdür’ adlı kitabındaki ‘La Esmeralda’ adlı uzun şiirinin ilk dörtlüğü şöyledir:

Kollarından vurulmuş paslı çiviyle

Çarmıhta dolaştırıyorlar Esmeralda’yı

Gözdağı olsun diye bütün halklara

Çarmıhta dolaştırıyorlar Esmeralda’yı

 Pirhasan kitabın 70. sayfasındaki notlar arasında şu bilgiyi de vermiştir: ‘La Esmeralda: 1978’de İstanbul ve Antalya limanlarına gelen, halkın yürüyüşler ve gösterilerle kovduğu Şili işkence gemisinin adı.’

Denizci Oktay Sönmez ise, yazısında geminin ikinci gelişi olarak Pirhasan’ın anlattığını değil, 1994’tekini anlatıyor: O sıralar Dışişleri Bakanı olan Prof. Mümtaz Soysal gitmiştir gemiyi ziyarete. Elbette protokol içinde, bandolar, mızıkalar, alay sancakları ve zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı ile birlikte.”

Yine Necmiye Alpay’ın Uluslararası Af Örgütü Yeni Zelanda Şubesi basın bildirisinden aktardığına göre ülkemizde böyle karşılanan gemi 5 Aralık 2001’de Yeni Zelanda/Wellington’da protestolarla karşılanmış ve Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark, bizzat yürüttüğü işkenceye karşı bir kampanyanın açılışını bu ziyarete denk getirerek Esmeralda için şöyle demiş:

“Kimsenin gemiyi ziyaret etmesini engellemiyoruz, ziyaretlere karşı da çıkmıyoruz. Ancak, insanları gemiyi gezerken onun ne için kullanılmış olduğunu hatırlamaya davet ediyoruz. Geminin direklerine, halatlarına, kamaralarına bakarken, orada mutsuz bir yazgıyla acı çekmiş o yüz insanı düşünmelerini istiyoruz.”

“Aynı basın bildirisi, Şili’deki Ulusal Hakikat Araştırma ve Uzlaşma Komisyonu’nun sunduğu kanıtlara göre General Augusto Pinochet döneminde Esmeralda gemisinin sistematik ve yaygın işkence amacı için kullanıldığını, Şili Deniz Kuvvetleri’nin ise bunu hep inkar ettiğini söylüyor…”

Habersiz Olmamak İçin

Denizcinin Günlüğü 2008’de (ADF Yayınları, 2008) limanlarımızı ziyaret eden “büyük yelkenli gemi”lerden örnekler verirken Oktay Sönmez’i kaynak göstererek Esmeralda’nın ziyaret tarihlerinden ve hakkında yazılar yazıldığından söz etmiştim. Bu konuda kullandığım bir diğer kaynak olan ve daha çok teknik detaylara yer veren, dünyadaki büyük yelkenli gemileri anlatan “Great Sailing Ships of The World”( Otmar Schauffelen, Hearst Books, 2005) kitabında da geminin karanlık yıllarına ait bir bilgi yoktu. Şüphesiz olan bitenden “bihaber” olmak benim hatam,  birkaç cümleyle de olsa bu tür gemilerden söz ederken ülkelerin tarihini de gözden kaçırmamak gerek. Örneğin internetten araştırınca 11 Eylül 2003 tarihinde Akşam gazetesinde gazeteci Hakan Aksay’ın da Esmeralda’nın protesto mitinginden söz ettiğini gördüm. Esmeralda’nın 1977’de İstanbul’u ziyaretinde 16 yaşında protesto mitingine katıldığını yazan Hakan Aksay “Öteki 11 Eylül” başlıklı yazısında şunları yazıyor ( yukarıdaki bilgilerin aksine Aksay ziyaretin 1978’de değil, Nisan 1977’de olduğunu belirtiyor…): “El ele tutuşmuştuk. Bazılarının ceplerinde iri taşlar vardı. ‘Ne olur ne olmaz’ diyorlardı. Çoğunu bilmediğim devrimci marşlar söyleniyordu. 1977 Nisan’ıydı. Adını bir türlü ezberleyemediğim bir gemi İstanbul kıyısında demir atmıştı. (Onun Şili askeri gemisi Esmeralda olduğunu sonradan öğrenmiştim.) …”

Denizciliğin daha fazla zenginleşmesi, sahicileşmesi, olan bitene duyarlı olması  ve bu tür olaylardan “bihaber olunmaması” için kendi dışındaki alanlara açılması, kendi kabuğunun dışına çıkması, bu örnekte olduğu gibi şairlere, edebiyatçılara, gazetecilere… daha fazla kulak vermesi ile mümkün herhalde. Dilerim Esmeralda’nın başka bir ziyaretinde Yeni Zelandalılar kadar tarihin farkında oluruz.

(Yelken Dünyası, Eylül 2008)

Similar Posts